Karadeniz’de Sakarya Gaz Alanı’nda keşfedilen 710 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin karaya çıkartılması ve devreye alma merasimin akabinde muştular art geriye gelirken, Türk bilim insanları da Karadeniz havzasındaki çalışmalarına sürat verdi. Karadeniz havzasının güç kaynakları açısından çok kıymetli bir bölge olduğunu söyleyen Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Nafiz Maden, Karadeniz’de Fatih Sondaj Gemisi ile başlayan 710 milyar metreküpe ulaşan keşfin bir başlangıç olduğunu ve yapılacak akademik çalışmalarla hayli yüksek potansiyele sahip güç kaynaklarının bulunabileceğinin altını çizdi.
Doğu Karadeniz’in güç kaynaklarına yönelik yaptıkları çalışmaların tamamlandığını söyleyen Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Kısım Lideri Prof. Dr. Nafiz Maden, Batı Karadeniz’in güç kaynaklarına yönelik yaptıkları çalışmanın da memleketler arası indeksli bir mecmuada yayınlanmak üzere olduğunu söyledi. Prof. Dr. Maden, “Geçtiğimiz günlerde Filyos’tan, Batı Karadeniz’deki Tuna alanında bulunan doğalgaz rezervi artık Türkiye’nin kullanımına sunuldu. Bununla ilgili bizim hem Doğu Karadeniz’de hem de Batı Karadeniz’de yaptığımız güç kaynaklarına yönelik çalışmalarımız var. Bunlardan Doğu Karadeniz ile ilgili olan petrol rezervleri ile ilgili olan kısmını yayınladık, artık Batı Karadeniz ile ilgili olan kısmını da tamamladık ve memleketler arası indeksli akademik bir mecmuada yayınlanmak üzere. Bizim etraf denizlerimizde hayli yüksek potansiyele sahip güç kaynakları bulunmaktadır. Yalnızca petrol ve doğalgaz değil gaz hidrat açısından da epey zengindir. Geleceğin pak gücü olarak görülen hidrojen açısından da varlıklı bir potansiyele sahip. Filyos’tan ülkemizin kullanımına sunulan bu doğalgaz bir başlangıç, elbette ki kâfi düzeylere ulaşılınca ve yeni rezervler bulundukça daha da fazla ülkemizin kullanımına sunulacaktır. Bu başlangıçtır ve bunun da devamı gelecektir. Yaptığımız çalışmalar bunun devam ettirilmesine yönelik” dedi.
“KARADENİZ EPEYCE BAKİR BİR ALAN”
Karadeniz’in geleceğin pak gücü olarak görülen hidrojen açısından da çok yüksek bir potansiyele sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Maden, “Denizlerimiz akademik manada çok çalışılmış alanlar değil bilhassa güç kaynakları açısından. Karadeniz epeyce bakir bir alan, Karadeniz iki başka havzadan oluşuyor, bu iki havzanın birbirine has özellikleri var bunların akademik manada çalışılması gerekiyor. Yalnızca balıkçılık ve turizm manasında değil güç kaynakları açısından da çalışılması gerekiyor. Bu ülkemizin bulunduğu pozisyon nedeniyle jeopolitik pozisyon gereği bir zorunluluktur, zira her türlü bölümün çalışması artık güç kaynaklarına bağlı. Bu manada güç kaynaklarına daha ucuz ve inançlı formda ulaşmak ön plana çıkıyor” sözlerini kullandı.
