İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin temmuz ayı olağan toplantısı, “Sanayimizin ve Üretim Hayatımızın Problemlerinin Tahlilinde Çatı Örgütümüz TOBB’un Rolü, Değeri ve Beklentilerimiz” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.
Toplantıya Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu, İSO İdare Şurası Lideri Erdal Bahçıvan ve meclis üyeleri katıldı.
Toplantıda konuşan Hisarcıklıoğlu, ulusal gelir içinde endüstrinin hissesinin yüzde 27’ye geldiğini ve son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını söyledi.
Sanayi yatırımlarındaki gelişmenin bir göstergesi niteliğindeki OSB sayısının son 20 senede 191’den 393’e yükseldiğini bildiren Hisarcıklıoğlu, “OSB’si olmayan ilimiz kalmadı. Yeniden imalat sanayi yıllık ihracatı 240 milyar doları aşarak rekor kırdı.Tüm bu muvaffakiyetlerde tahminen de en büyük hisse sizlere ilişkin. Tekrar sizlerin uğraşlarıyla, İstanbul Sanayi Odamız, faaliyetlerini ve kurumsal kapasitesini her geçen sene genişletiyor.
İnovasyondan etrafa, teknolojiden üniversite-sanayi iş birliğine kadar pek çok alanda, kapsamlı çalışmalar yaparak sanayicimize yeni ufuklar ve imkânlar kazandırıyor. KOBİ’lerimizin gelişmesine ve büyümesine dayanak oluyor. İşte tüm bunlar, endüstrinin baş kentine yakışan, çağdaş bir hizmet anlayışıdır.” tabirlerini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, uzun vadeli yatırım finansman imkanlarının çoğaltılması gerektiğini lisana getirerek, “Merkez Bankası’nın yatırım kredileri devam ettirilmeli, hatta teknoloji projeleri için kapasitesi artırılmalıdır. Çünkü cari açığımızı azaltmak, global tedarik zincirlerinden daha büyük bir hisse almak için dev ölçekli kilit teknoloji yatırımlarına gereksinim var. Teşvik sistemimizi de buna nazaran yine tasarlamalıyız. Togg gibisi en az 5 sivil teknoloji yatırımını ülkemize kazandırırsak, teknolojide çok büyük atılım yapacağımız kanaatindeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“TOGG’DA SENEYE İHRACATI BAŞLAYACAK VE BAYRAĞIMIZI DÜNYA PAZARLARINA TAŞIYACAĞIZ”
Hisarcıklıoğlu, 6 yıl evvel Türkiye’nin Arabası projesini başlattıklarını hatırlatarak, ” Kimse ortaya çıkmazken, 5 babayiğiti bir ortaya getirip yola çıktık. Tarihimizde birinci kez, fikri mülkiyet haklarının tamamı ülkemize ilişkin olan arabası ürettik. 60 yıllık yerli ve ulusal araba hayalimizi hayata geçirdik. Togg ile yalnızca araba üretmekle kalmadık. Elektrikli, akıllı ve otonom teknolojilerle dönüşen yeni mobilite ekosistemine de öncülük ediyoruz. Togg’un mart ayında başlayan yurt içi satışlarda, üretimin 6 katından fazla talep geldi. Bu da halkımızın teveccühünü ve inancını gösterdi. Seneye inşallah ihracata başlayacak ve bayrağımızı dünya pazarlarına taşıyacağız.Bu hayal hepimizindi, gerçekleştirmenin gururunu da daima birlikte yaşayacağız.” formunda konuştu.
İş dünyası öngörülebilirlik istediğini ve geleceğe dair yol haritası beklediğini işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
“İş planları yapmak, önümüzü görmek ve böylelikle inanç içinde ilerlemek için kamu tarafından iktisada ait orta ve uzun vadeli planların kamuoyuyla paylaşılması kıymetlidir. İşte bu kapsamda da geçen hafta, Cumhurbaşkanı Yardımcımız sayın Cevdet Yılmaz ile bir ortaya geldik. İktisadın yol haritası niteliğindeki ve eylül ayında açıklanması beklenen Orta Vadeli Program’a dair tekliflerimizi ilettik. Elbette endüstrimizin ayakta kalması ve büyümeye devam etmesi için, makroekonomide istikrarın ve inancın sağlanması ön kuraldır. Yeni iktisat idaresinin bu istikamette hareket ederek, para siyasetinde başlattığı olağanlaşma adımlarını memnuniyetle karşıladık.
Özellikle KOBİ kredilerinde yaşanan daralma, zincirleme tesirle ülkenin ve dalların tamamına olumsuz yansıyor. Buna dikkat edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin önceliği mevcut üretim kapasitesini korumak olmalı.Ticari krediler birdenbire ve çok sert bir formda kesilmemeli. Gerçek dalın finansmana erişim taleplerine toptancı bir halde olumsuz bakılmamalı.Dün bu kapsamda kıymetli bir gelişme yaşandı. Reeskont kredilerinin hacmi ve Kobilere ayrılan hisse artırıldı, erişim koşulları kolaylaştırıldı. Yüzde 30’luk ek döviz satış mecburiliği kaldırıldı. Tüm bu sadeleştirme adımlarını olumlu karşılıyor ve devam etmesini temenni ediyoruz.”
“VERGİ SİSTEMİNİN ISLAHATA GEREKSİNİMİ VAR”
Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de vergi sisteminin ıslahata muhtaçlığı olduğuna dikkati çekerek, “Gerçekten çok karmaşık bir vergi sistemimiz var. Üstelik her geçen yıl daha da karmaşık hale getiriyoruz. Suistimal eden az sayıda makus örnek yüzünden, milyonlarca mükellefin hayatını daha da zorlaştırıyoruz. Bu da vergi uyuşmazlıklarını giderek artırıyor. Bu yaklaşımı değiştirmemiz lazım. KDV sistemimiz de maalesef özel dal için bir finansman sorunu haline gelmiştir. İndirilemeyen KDV’nin her yıl sonunda iadesi sağlanmalı, birikmiş-devreden KDV stokuna mahsup imkanı getirilmeli ve KDV iadesinde daha kolay bir sisteme geçilerek iade süreçleri hızlandırılmalıdır. Gelir vergisi basamakları, geçmiş enflasyon dikkate alınarak tekrar düzenlenmelidir.” diye konuştu.
İSO Lideri Erdal Bahçıvan ise büyüme, fiyat istikrarı ve finansal istikrar emelleri ortasında çelişkilerin arttığı ve hareket alanının daraldığı bir ortamda, para siyaseti kusurları ve sistemik finansal dalgalanmaların temel riskler olarak öne çıktığını global faizlerdeki artışın tüm ekonomiler üzerindeki baskıyı artırdığını söz etti.
Türkiye’de iç tasarrufların büyümeyi finanse etmekte yetersiz kaldığını belirten Bahçıvan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Uluslararası sermaye girişlerinin kalıcı ve sağlıklı bir yapı arz etmesi, özellikle direkt nitelikli yatırımların finansmandaki hissesinin artırılması, her zamankinden daha değerli. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Körfez ülkelerine gerçekleştirilen resmi ziyaretler kapsamında savunma sanayi, teknoloji, yenilenebilir güç üzere pek çok alanda yatırım, ticaret ve dış finansmana yönelik sağlanan muahedeler ülkemiz ismine umut verici.
İsveç’in NATO’ya iştirakine ait sağlanan uzlaşma da ülkemizin dış münasebetlerde bir olağanlaşmanın işaretini vermesi bakımından değerli. Oluşan bu olumlu iklimin de takviyesiyle, başta Gümrük Birliği’nin güncellenmesi olmak üzere, AB ile yaşadığımız problemlerin tahlil yoluna girmesi en büyük temennimiz. Özellikle iş insanlarımız için son devirde en önemli mahzurlardan biri haline gelen vize sorunu konusunda acil rahatlatıcı adımlar atılması gerektiğini yine hatırlatmak istiyorum.”
