Milli Muharip Uçak’ın isminin “Kaan” olarak açıklandığı ve birinci taksisini yaptığı günde hayli kritik bir öge daha birinci kere kamuoyuyla paylaşıldı. Üstün Şimşek olarak isimlendirilen ‘Şimşek-3’ imkan ve kabiliyetleriyle ülkemizi sayılı güçlerinden biri yapacak.
Hedef uçak olarak doğan ve vakit içinde kıymetli gelişmeler kaydedip kamikaze drona evrilen Şimşek ailesinin bu son ve en kabiliyetli üyesini TUSAŞ İHA Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yıldız anlattı.
RADAR İZİ VE GÖRÜNÜRLÜĞÜ ÇOK DÜŞÜK
Ömer Yıldız, süreci anlatmaya Şimşek-3’ten değil de onu üzerinde taşıyacak olan ANKA-3’ten başlıyor. ANKA-3 yalnızca dışarıdan bakıldığında dahi Türkiye’nin bugüne kadar ürettiği insansız hava araçlarının tamamından farklı bir duruşa sahip.
ANKA-3’ü ANKA-1 ve ANKA-2 mirası üzerine inşa ettiklerini söylüyor Yıldız. ANKA-2 olarak isimlendirilen platformun Aksungur olduğunu biliyoruz.
Bu projede turbofan jet motoru kullandıklarını ve münasebetiyle çok yüksek suratlara çıkabildiklerine değiniyor Yıldız ve yapısal olarak farklı bir platform inşa ettiklerinden, radar izi ve görünürlüğünün çok az olduğundan bahsediyor.
KUYRUKSIZ BİR PLATFORMU DENETİM ETMEK ‘SANAT’
ANKA-3’ün en dikkat alımlı özelliği natürel ki ‘uçan kanat’ olarak isimlendirilen bir formda olması. Uçan kanat; kuyruksuz, sabit kanatlı motorlu hava araçlarına verilen genel bir isim. Aslında çok önemli avantajları beraberinde getirse de bu dizaynda bir hava aracı üretebilmeniz için önemli meydan okumaları da aşmanız gerekiyor.
Ömer Yıldız da bu ayrıntıya işaret ediyor ve “Kuyruksuz olunca olağan denetimi de çok sıkıntı oluyor. Bu noktadan sonra platformu denetim edebilmek bir mühendislik değil de adeta sanata dönüşüyor” görüşünü paylaşıyor.
ŞİMŞEK-3 HER BİRİ ÇOK KRİTİK 11 MİSYON İCRA EDEBİLECEK
Anka-3’ün önünde duran ve birinci kere sergilenen Şimşek-3 ile ilgili epey bedelli bilgiler de aktarıyor Yıldız.
Şimşek’in bir ‘aile’ olarak isimlendirildiğini ve son geliştirilen Şimşek-3 için ‘Süper Şimşek’ ismini de kullandıklarını belirtiyor Yıldız ve süreci şöyle anlatıyor:
“Son Teknofest etkinliğinde bu misyon bize verildi. Yaklaşık 6 ay süremiz vardı. Süremiz 30 Nisan’da doldu. Çok ağır bir devirdeyiz. Her ne kadar takvimin çok kısa gerisinde kalsak da 15 gün içerisinde bu eserimizi de uçuracağız.
Süper Şimşek 200 kilogram yükünde. Gereksinim halinde 35 kilograma kadar harp başlığı taşıyabilecek. Birinci vazifesi ‘hedef uçak’ olacak. Gaye uçak olarak hava savunma sistemlerinin testi için bu uçağa muhtaçlığımız var. Yaklaşık 0.8-0.9 mach suratında uçma yeteneğine sahip.
Şimşek-3 ya da bir başka ismiyle Üstün Şimşek, uzun vadede 11 farklı vazife icra edecek. Bunların ortasında elektronik harp, elektronik takviye ve elektronik taarruz üzere misyonlar de var.”
KAMİKAZE OLACAK, SÜRÜ HALİNDE UÇABİLECEK
Bu noktada bilhassa merak ettiğimiz iki temel sıkıntı var. Birincisi, Şimşek ailesinin sürü halinde uçup uçamayacağı ve bir oburu de Milli Muharip Uçak ya da ANKA-3 ile kelam konusu platformların birlikte misyon icra edebilmesi.
TUSAŞ İHA Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Ömer Yıldız, Şimşek-3’e ‘Kamikaze’ olarak bilhassa hava savunma sistemlerinin imhası tarafında vazife kazandıracaklarını açıklıyor ve “Ayrıca Şimşek uçaklarımız sürü halinde uçma yeteneğine sahip olacak. Ortalarında misyon paylaşabilecekler, vazife değişimi yapabilecekler. Tüm bunların yanı sıra ANKA-3 ve MMU yanında Loyal Wing Man (kanat adamı) olarak uçabilecekler” diyerek kelamlarını tamamlıyor.
