Ayasofya Medresesi’nde İstanbul Vilayet Kültür ve Turizm Müdürlüğünce düzenlenen aktiflikte Dursun’un hayatı ve çalışmaları anlatıldı.
Programda ayrıyeten İslam tarihine dair değerli çalışmalar kaleme alan, 2015’ten 2019’a kadar Topkapı Sarayı Müze Başkanlığı yapan ve geçen ay 59 yaşında vefat eden Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı da dualarla anıldı.
“Bir Tarihçi, Hoca ve Kültür Adamı: A. Haluk Dursun” başlıklı konferansı yöneten İstanbul Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, 2007’de tanıştığı Dursun’un çok değerli idari misyonlarda bulunduğunu söyledi.
Programın Ayasofya Medresesi’nde düzenlenmesinin kıymetine dikkati çeken Yılmaz, “Haluk Dursun, Ayasofya Müze Lideri olduktan sonra buraya bir müzeye değil, ‘Fetih Camisi’ne” gelir üzere geldi. Buranın bir Osmanlı külliyesi olduğu şuurunu hiçbir vakit unutmadı. Bütün mesaisini Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına yönelik sarf etti.” dedi.
– “KAMU ALANINDA KENDİSİNE YER AÇTI VE MUVAFFAK OLDU”
Prof. Dr. Uğur Derman da Dursun’un 66 yıl evvel Hereke’de dünyaya geldiğini söyledi.
Tanıştıktan sonra birbirlerini hiç bırakmadıklarını anlatan Derman, “Kendisi tahsilini evvel Galatasaray Lisesi’nde, sonra da Marmara Üniversitesi’nin Tarih Kısmı’nda yürütmüş. Akademik yolda ilerlemesine karşılık kamu alanında da kendisine bir yer açtı ve çok muvaffak oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Dursun’un hizmetleri mühletince hiçbir halde işin kolayına kaçmadığını lisana getiren Derman, şunları kaydetti:
“Mesela Ayasofya’nın içindeki 7,5 metre çapındaki büyük yazıların tamirine kalkışıldı. Merhum, bir gün çağırdı. Gittim, ‘Bunların tamir işini bir yol şirketi almış, senin fikrini almak istiyorum, ne dersin?’ dedi. Bu konuşmadan sonra bir epey kez gitmek durumunda kaldım. Haluk’un bu dikkati ve işin son kertesine kadar takibini yapma hususu olmasa tahminen o büyük levhalar yere inmiş olacaktı.”
– “YÖNETEN LAKİN TIPKI VAKİTTE ÖĞRETEN OLDU”
Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Dursun ile mesai arkadaşlığının 2005-2006 yıllarında başladığını belirterek, “Haluk Hoca, Ayasofya’da apayrı bir şey başlattı. Yönetici hocalık, Haluk Hoca’nın üzerine o kadar âlâ oturdu ki bunu daha sonra ben kendim de benimsedim. Haluk Hoca, tam bir yönetici hocalık yaptı. Öğreten oldu, yöneten lakin birebir vakitte öğreten oldu.” biçiminde konuştu.
Salim Aydın da Haluk Dursun ile 100 bin kilometrelik yol arkadaşlıklarının bulunduğunu belirterek, “İstanbul’a tarih kısmına okumaya geldim ve birinci hafta dersimize Haluk Dursun Hoca geldi. Ben Hoca’yı çok sevdim ve onun öğrencisi olmak istedim. Birinci yıl yanında çok yer alamadım ancak Haluk Hoca’dan çok şey öğrendim.” sözlerini kullandı.
Haluk Dursun mihmandarlığında 1995’te büyük Anadolu gezisi yaptıklarını anlatan Aydın, “1996’da Kosova ve Makedonya’ya gittik. Hoca, bizim karnımızı doyurur, seyahatlerinde yanında tutardı. Onun yanında hayatı öğrenirdik. Ben bugün şayet buraya ceketle geldiysem Uğur Derman Hoca’mın buraya ceketle geleceğini bildiğim için geldim.” biçiminde konuştu.
Konuşmaların akabinde Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde Dursun ve Küçükaşçı için okunan hatimlerin duası yapıldı.
Haluk Dursun, ayrıyeten yarın 11.00’de metfun bulunduğu Üst Hereke Mezarlığı’nda dualarla anılacak.
– HALUK DURSUN KİMDİR?
Ahmet Haluk Dursun, Malazgirt ve Ahlat’ı gençlere daha düzgün tanıtmak emeliyle yürütülen çalışmalar kapsamında bölgede bulunduğu sırada Van’ın Erçiş ilçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını yitirdi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcılığı da yapan Dursun, “kültürel kalkınma için topyekun harekat” mefkuresine inanan, bunu hayata geçirmek için gerek akademisyen gerekse bürokrat olarak efor gösteren bir misyon insanı olarak tanınıyordu.
Akademik çalışmalarının yanında bürokrat olarak da hizmet veren Dursun, Kültür ve Turizm Bakanlığında Ayasofya Müzesi Başkanlığı, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü ile Bakanlık Müsteşarlığı vazifelerinde bulundu, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Mükafatı Konsey Üyeliği yaptı.
Prof. Dr. Haluk Dursun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ Genel Müdür Danışmanı olarak Miniatürk Projesi’nin hazırlanmasında vazife aldı, Ayasofya’da kapsamlı onarım faaliyetleri, içindekilerle birlikte etrafındaki Osmanlı yapıtlarıyla ilgili müdafaa ve tamirat çalışmaları yürüttü.
Sıbyan Mektebi’nde çocuklara Ayasofya Müzesi’nin anlatılmasını ve 17 yıl boyunca çıkarılamayan “Müze Dergisi”nin tekrar yayımlanmasını sağlayan Dursun, Topkapı Sarayı’nda “Saray Dersleri” organize etti, Kutsal Emanetler Dairesi’nde klâsik ramazan ayı etkinlikleriyle muharrem ayında aşure programları düzenledi.
Osmanlı’da mevt kültürünün anlaşılmasında, padişah türbelerinin ziyarete açılmasının kıymetine işaret eden Dursun, seyahat konferansları da verdi.
