Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, 24 TV canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Altun, merakla beklenen yeni kabine ile ilgili de bilgilere paylaşarak takvimi açıkladı.
“TÜRKİYE İSMİNE KAZANLMIŞ BİR ZAFERDİR”
Bu seçimde açık bir formda kazanan Türkiye olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim zaferi her şeyden evvel büyük, güçlü ve müreffeh Türkiye ismine kazanılmış bir zaferdir. Süreç içinde yaşadığımız zelzele felaketi bizi sarsan, yaralayan ve ülkece bizi derin bir sıkıntıya sevk eden bir gelişme oldu. Biz, çok önemli bir emekle, çabayla yaraları sarmaya çalışırken, öteki taraftan da milletimize her alanda hizmet etmeye çaba sarf ettik. Cumhurbaşkanımız bu seçim sürecinde ne yazık ki, karşısında daima, sistematik bir halde palavrası temel alarak hareket eden bir koalisyonla karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanımız bunlara karşı uğraş etti. Hem siyasi tarihi açımızdan hem de dünya siyasi tarihi açısından Türkiye’de yaşanan seçimler önemli bir biçimde üzerine eğilmesi gereken bir örnektir.
“MİLLETİN İRADESİ KELAM KONUSU OLDUĞUNDA ÇÖP OLDULAR”
Sosyal medya şirketleri çok net bir halde taraf oldular. Bunlar, kendilerini bağımsız, tarafsız platformlar olarak tanıtsalar da bu türlü olmadıklarını bütün kamuoyu gördü. Amerikan Savunma Bakanlığı rastgele bir ülkede operasyon yapmak istediği vakit, o ülkenin siyasal bağlantı mecrasına Twitter aracılığıyla müdahale edebiliyor. Memleketler arası medya şirketleri ve toplumsal medya şirketleri dezenformasyon üretim merkezi olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı operasyon merkezine dönüştüler ve başarılı olamadılar. Bütün bu yapılar, tertipler harcanan dev bütçelere karşın milletin iradesi kelam konusu olduğunda çöp oldular. Sayın Cumhurbaşkanımız bu süreçte çok yalın ve net bir irtibat stratejisi izledi, hiçbir vakit yapamayacağını düşündüğü bir kelam yahut vaatte bulunmadı.
AVRUPA VE ABD’NİN TUTUMU
Türkiye elde ettiği imkânlarla, bölgesel manada sahip olduğu derinlikle ve global manada oynadığı değerli rolle birlikte elbette, global aktörlerin yakından takip ettiği bir ülke pozisyonundadır. Yıllarca Türk dış siyaseti birilerinin yönlendirmesiyle, Batı dünyasından gelen reçetelerle yol aldı. Ne vakit bu güzergâhtan bir ölçü sapılsa içerideki Batıcı seçkinler “aman ne yapıyorsunuz, yoldan sapıyorsunuz” dediler. 2002’den bu yana Cumhurbaşkanımız bağımsız bir dış siyaset izlediği için sık sık “Türkiye eksen değiştiriyor” diye bir dizi tenkitle karşı karşıya kaldı, Cumhurbaşkanımız bunların hiçbirinin dikkate almadı. Ben her şeyden evvel Batı’nın, Türkiye’nin yeni gerçeklerini kabul etmelerini bekliyorum. Cumhurbaşkanımızın her alandaki yaklaşımı açık ve nettir. Türkiye’nin güvenlik siyasetlerine ait Cumhurbaşkanımızın ne düşündüğünü, Batı dünyasındaki başkanlar çok güzel biliyor. Çok açık bir formda vurgulamak istiyorum; Türkiye’nin terörizmle uğraşta gösterdiği performansla dünya barışına ne derece katkı verdiğini de çok âlâ biliyorlar. Bugün prestijiyle Türkiye, tertip kurucu bir aktörüdür. Türkiye bugün yalnızca bir istikrar adası değil, Türkiye birebir vakitte istikrar sağlayan bir güçtür. Cumhurbaşkanımız memleketler arası bir krizin derinleşmesini engellerken, öteki taraftan da global bir açlık krizinin önüne geçmiştir.
TÜRKİYE YÜZYILI’NIN TEMEL PARAMETRELERİ
Sayın cumhurbaşkanımız “Türkiye Yüzyılı” dediğinde temel prestijiyle 21 yıllık iktidardaki müktesebatının önümüzdeki periyoda nasıl yansıyacağını anlattı. Bunu yaparken de yalnızca retorik bir çerçeve ortaya koymadı, çok sistematik, çalışılmış bir metinle kamuoyunun önüne çıktı.
ALTUN’DAN YENİ KABİNE AÇIKLAMASI
“Takvim önümüzdeki iki gün içinde netleşecek. Yarın milletvekili yeminleri olacak. Cumartesi günü tekrar Sayın Cumhurbaşkanımızın mecliste yemini ve Anıtkabir ziyareti olacak. Sonrası misyona başlama merasimi olacak. Yabancı devlet liderleriyle, konuklarıyla bir yemeği olacak. Zannederim gerisinden da kabine üyelerini açıklayacağı bir toplantı gerçekleşecek. Daima birlikte çok şeffaf bir biçimde süreci göreceğiz.”
