Faciadan kurtulan iki kişi, Yunan Kıyı Güvenliği’nden yetkililerin, gemideki dokuz Mısırlıyı kaçakçı olarak teşhis etmeleri için onlara baskı yaptığını tez ediyor.
Kapasitesinin çok üzerinde insan bulunan teknenin batışı öncesi çekilen bir imaj de Yunan makamlarının resmi açıklamasıyla çelişiyor.
Yunan Kıyı Güvenliği, tekneyle görsel temas kurulduğunda, denizde ‘sabit bir rotada’ olduğunu açıklamıştı.
Ancak imaj teknenin badire yaşadığını ortaya koyuyor.
İfadelerin değiştirildiği iddiası
14 Haziran’daki faciadan sonra dokuz Mısırlı insan kaçakçılığı ile bağlantılı suçlamalarla gözaltına alındı.
Ancak felaketten sağ kurtulan iki kişi, yaşanan trajediden Yunan Kıyı Güvenliği’nin sorumlu olabileceğini söyleyen göçmenlerin Yunan makamları tarafından korkutularak susturulduğunu argüman ediyor.
Facia sonrasındaki bir ayda, kıyı güvenliğin balıkçı teknesini halatla çekerek batmasına neden olduğuna dair tezler ortaya atılmıştı.
TEKNE KIYI GÜVENLİK YÜZÜNDEN ALABORA OLDU
Kimliklerini korumak için Ahmed ve Musab ismini verdiğimiz iki kişi ile Atina’da görüştük.
Olay sırasında teknede olan bu iki kişi, teknenin kıyı güvenlik yüzünden alabora olduğunu argüman ediyor.
Musab anlatıyor:
“Soldan bir ip bağladılar. Herkes dengelemek için teknenin sağ tarafına geçti. Yunan gemisi süratli hareket etti ve tekne takla attı. Onu (alabora olan tekneyi) oldukça sürüklemeye devam ettiler.”
Bu iki kişi, kıyı güvenlik tarafından kurtarılmadan evvel suda iki saat geçirdiklerini de anlattı.
Geçen süreyi tam olarak nasıl bildiğini sorduğumuzda Musab, saatinin hala çalıştığını söyledi.
Ahmed ve Musab, Kalamata’da karaya çıktıklarında, felaketin nasıl yaşandığını konuşmaya başlayanlara, Yunan yetkililerin, “susmaları” talimatını verdiğini öne sürüyor.
Ahmed görüşmede yaşananları anlatıyor:
“İnsanlar buna (faciaya) Yunan kıyı güvenliğinin neden olduğunu söylediğinde, sorgudaki yetkili, tercümandan görüşülen şahsa konuşmayı kesmesini söylemesini istedi”
Ahmed, kurtarılanlara ‘ölmedikleri için şükretmeleri’ gerektiğinin söylendiğini de aktarıyor.
“Ölümden kurtuldun! Olay hakkında konuşmayı bırak! Bu mevzuda daha fazla soru sorma!” diye kendilerine bağırıldığını da öne sürüyor.
BBC’ye kimliklerini gizleme kuralı ile konuşan bu iki erkek, kendilerinin de Mısırlılar üzere suçlanacaklarından korktukları için sustuklarını savunuyor.
Ahmed ve Musab, suçlanan 9 Mısırlının teşhis sürecinde baskı olduğunu öne sürüyor.
Ahmed, “Sistem adil olsaydı, bu davada anlatacaklarımız olurdu” diyor.
İki erkek, tekneye binebilmek için 4 bin 500 dolar ödediklerini anlatıyor. Ahmed’ın küçük erkek kardeşi de gemideydi. O hala kayıp.