Avrupa’nın sayılı güvenlik ve savunma sanayi dergilerinden DSI, Türkiye’nin savunma sanayi alanında kaydettiği ilerlemeyi tehdit olarak nitelendirdi.
Fransa’nın Afrika’yı büsbütün kaybettiği tespitini yapan Paris merkezli mecmua son sayısında “Türk markaların Asya ve Avrupa ile birlikte Afrika pazarındaki yükselişi devam ediyor, Fransa ve Avrupa ülkeleri için tehdit niteliği taşıyan bu yükselişin durdurulması gerekiyor” ifadesini kullandı.
“AVRUPALI ÜRETİCİLER ÖNEMLİ TASA TAŞIYOR”
Fransız mecmuası DSI’nin savunma endüstrisi ve milletlerarası üretim pazarlama ve tüketim eğrisine dair ayrıntılı haberini uzman isimler gazetemize kıymetlendirdi. TSK kökenli uzmanlardan Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson “Asya, Orta Doğu, Afrika ve hatta Avrupa pazarında artık Türk markalar tercih ediliyor. Bu sebeple Avrupalı üreticiler önemli tasa taşıyor. Fransızların araştırma tablosu bir açıdan tarihin döndüğünü gösterir nitelikte. Avrupa ve eski aktörler pazarda güç kaybediyor. Bu noktada Türkiye faktörü bariz bir ivme kazandı. Yalnızca Bangladeş’e 3 milyar dolarlık eser sattık” dedi.
“FRANSIZLAR VE ÖBÜRLERİ PASTALARI DAĞILDIĞI İÇİN FERYAT EDİP SALDIRIYORLAR”
“Türkiye artık kutup yıldızı üzere parlıyor” değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson, jeo-politik gerçekliğin Batı’yı korkuttuğunu belirtti. “Onlar tarih uzunluğu Afrika ve öteki coğrafyalara sömürgeci güç olarak gitti” diyen Gürson “Bizim halimiz eşitler ortası güç paylaşımı odaklı. Batının sömürge mantığından yorulan ülkelerin tercih önceliğinin Türkiye olması çok doğal. Batılı siyaset adamları dünyanın geleceğinde 3 kutuplu bir boyuta evrildiğini söylüyor. Bu üçüncü güç Türkiye’dir. Bunu görüyorlar. Türkiye, Atlas Okyanusu’ndan Malaga Boğazı’na kadar tesirli bir güç hâline geldi. Batılılar stratejik yanlışlarının bedelini ödüyor, ödeyecek. Bu seçimin onları böylesine derin ilgilendirmesi de bu sebepleydi. Evvelden hiçbir biçimde onları enterese etmeyen seçimler bu sefer dünyanın en değerli olayı olarak nitelendirildi. Sebebi işte Fransız mecmuasındaki dağılım. Filipinler’den Arnavutluk’a, Polonya’dan Mali’ye, Azerbaycan, Kırgızistan, BAE, Suudi Arabistan ve farklı kıtalardan 30’a yakın ülke Türk markaları bizim eşitlikçi ve insan odaklı yaklaşımımız sebebiyle satın alıyor. Halbuki ABD, Fransa, İsrail, İtalya
ya da öteki aktörler o insanlara esir muamelesi yapıyor. Bu güç geri döndürülemez. Fransızlar ve başkaları pastaları dağıldığı için feryat edip saldırıyorlar” ifadelerini kullandı.
EN BÜYÜK RAKİP
Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Ünver Noi’ye nazaran Fransa, Afrika’da en büyük rakip olarak Türkiye’yi görüyor. Türkiye’nin o ülkeleri salt eser sattığı müşteri olarak görmediğinin altını çizen Aylin Ünver Noi “Türk tipi yaklaşım da altyapı yatırımları da kıymetli yer tutuyor. Yani birçok açıdan o insanlara dokunan bir strateji izleniyor. Bu etkileşim Batı için tehdit olarak görülüyor. Türkiye’yi Neo-Ottoman siyaset gütmekle suçluyorlar. Fransa özelinde olay savunma sanayi eseri pazarının bölünmesi ile birlikte Doğu Akdeniz faktörü de değerli. Yunanistan’ın tutumunda Paris’in çok değerli yeri var. Türkiye’ye radikal bir zıtlık içerisindeler” diye konuştu.
Bir öbür uzman isim Merve Seren Yeşiltaş ise “Türkiye artık global savunma sanayi pazarını sarsıyor. Türk eserleri 2018’den bu yana yükselen paha. Bu gelişim SİHA-İHA merkezli bir gelişim gösterdi. Fakat çeşitlenerek büyüyor. Bu durumun öteki aktörler açısından tehdit olarak görülmesi çok doğal ancak sonucu değiştiremeyecekler. Gelecek devir bu gelişim artarak devam edecek” dedi.
BAYRAKTAR KIZILELMA BİR TESTİ DAHA GEÇTİ
Geliştirme testleri devam eden Türkiye’nin birinci insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, Yüksek İrtifa Sistem Tanımlama Testi’ni muvaffakiyetle tamamladı. 15 Haziran Perşembe Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezinden havalanan Bayraktar KIZILELMA, 31.000 feet irtifanın üstünde gerçekleştirilen testte kıymetli bir evreyi daha geride bıraktı.
Şu ana kadar iki prototipi muvaffakiyetle üretilen Bayraktar KIZILELMA’nın geliştirme ve üretim faaliyetleri devam ediyor. Ulusal insansız savaş uçağının 2024 yılında seri üretimine geçilmesi planlanıyor.
