İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Erzurum mitinginde yaşananlar olayların akabinde İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’na yönelik toplumsal medya hesabından sert bir paylaşımda bulundu. Bakan Soylu konuk olduğu ÜLKE TV canlı yayınında Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da yürüttüğü provokatörlüğü tek tek evraklarla açıklayarak, “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yalancısıdır” dedi.
“BU PROVOKASYONU ADIM ADIM NASIL HAZIRLADIĞINI TEK TEK AÇIKLAYACAĞIM”
Bakan Soylu paylaşımında şu sözlere yer verdi:
“Erzurum halkına provokatör diyen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi provokatördür. Bu provokasyonu adım adım nasıl hazırladığını tek tek açıklayacağım.”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ÜLKE TV canlı yayınında kıymetli açıklamalarda bulunuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarından satır başları:
“EKREM İMAMOĞLU TÜRKİYE’NİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK YALANCISIDIR”
“Kendini devletin üzerinde gören. İBB’yi terör örgütü elemanlarıyla dolduran bu şahıs bilhassa gittiği her yerde bu tip provokatif ve tahrik gücü olan işler gerçekleştiriyor. Bugün Sivas’ta da mitingi vardı. İStanbul’daki hizmeti bittiği için Sivas’taki, Erzurum’daki hizmeti gerçekleştirmek için adım atıyor. Artık 4 Mayıs’tan sonra siyasi faaliyetlerle ilgili müsaade verme hakkı kimdedir YSK’dadır. Muhakkak prosedürler içerisinde kampanya yapabilirsiniz lakin çerçeveleri vardır. Bir vilayette bu türlü bir miting kelam hususuysa oraya ilişkin alanlar var. Örneğin İstanbul’da kura çekildi ve İBB tarafından Yenikapı kazındı. Cumhuriyet tarihinin en büyük gelirini alan belediye İBB’dir. Başka İstanbul belediyeleriyle kıyaslayarak söylüyorum. Mağduriyet edebiyatı yapıyor. İstanbul’daki halini görüyorum tabanlarda. Lakin nerelerden kurtarabilirim ‘Bu tip provokatif şeyler yaparsam kendi siyasetimi kurtarırım’ diyor. Bugün Sivas için müraacat ediyor. 7 Mayıs için Mevlana meydanı bölgesinde ‘halkı selamlama’ teklifinin oy çokluğuyla reddine. Diyor ki müsaade istiyorum sizden ‘size ayarladığım bir yer var’ diyor YSK. Nasıl ki İstanbul’da bize Atatürk Havalimanında yap dediler orada da birebir halde yer verilmiş. Bu beyefendi ona karşın o dediği yerde miting yaptı. Bu bir kanunsuzluk. O vakit herkes istediği yerde istediği şeye sahip olsun. Bu türlü bir şey yok ki. Bunu yapmasının tek bir sebebi var. Bu arkadaşın gündem hastalığı var. Zati Bay KEmal, Mansur Yavaş ve İmamoğlu birbirlerinden nefret ediyorlar. Temel rekabetleri bizle değil, kendi içerleriyle. Sivas’ta YSK’nın diğer bir yeri gösterebilecekken getirip burada bu işi inatla yapmak istemesinin temel sebebi bu hengameyi kanatmak. Cumhurbaşkanımız Erzurum mitingini nerede yaptı? İstasyonun yanındaki büyük bir alanda YSK’nın gösterdiği yerde. Akşener’de birebir yerlerde merkezde yapmak istedi ‘orada yapamazsın, sizin yeriniz orası’ dediler. Neden? Zira kalabalık toplayamıyorlar. Kendi gövde gösterimi yapayım oradan çıkayım diyorlar. Miting dediğiniz, miting alanında yapılır. Ekrem İmamoğlu Türkiye’ye gelmiş en büyük sahtekarlardandır. Hem yalancı hem sahtekardır. “İBB Liderimiz Ekrem İmamoğlu’nun 7 Mayıs Pazar günü Yakutiye Kent meydanından başlayarak, “Cumhuriyet Caddesi’nde esnaf ziyareti gerçekleştirecektir gereğini bilgilerinize arz ederim. Suat Dülger Cumhuriyet Halk Partisi Erzurum Vilayet Lideri imzalı.” Bir yerde olay çıkartmak istiyorlar. Biliyorsunuz bunların palavraları çoktur. Bu evraka bir yanıt versinler. Devletin Valisine hakaret ediyorsun. Bin polis var. Bunlar ne yaptılar buna karşın tıpkı Sivas’ta yaptıkları üzere seçim şurası müsaade vermemesine karşın. Bunların hepsi hak düşürücüdür. Toplum nezdinde prestijini kaybettiği çok net bir formda gözüküyor. İstanbul’da hiçbir hizmeti yok. Bir tahriki de şuradadır. Van’da Selo’ya özgürlük naraları atılırken bunlar HDP’nin ve PKK’nın zafer işaretini yaptılar.”
“POLİS VE TOMALAR MÜDAHALE ETTİ”
“Yalanı üstten aşağıya bu kadar net konuşabilen ikinci kişi yok. Genel hazımsızlık İstanbul mitingi. Midelerine oturdu. Büyük İstanbul Mitinginin konuşmasını engellemek için başarısız bir siyaseti ortaya koymaya çalıştı. Polis ve TOMAlar müdahale etti. Hastaneye götürülenlerden biri itiş kakışmadan başında yara oluşmuş. Öbürleri ise büsbütün şuramda ağrı var denetim edin diyenler. Büsbütün tiyatro. Erzurum’da kelamda milliyetçiler diyor. Erzurumlulara provokatörler diyor. Birçok kelamlar tabir ediyor. Büsbütün insanları tahrik ve sınıflandırma anlayışı var. Allah bu adamdan Türkiye’yi kurtarsın. Hele aslında akşamdan sonra ağzının ayarı kaçıyor. Ne ağzının ayarı var ne de öbür bir şey.”
“ERZURUM’DAKİ HERKESİN MİLLİYETÇİ DAMARI EN ÜST NOKTADADIR”
“Orada her şey açık olunca her şey spontane gelişiyor. Kendisi açık olmasını istiyor esasen. Yarım saat öncesine kadar bin şahıslı kümeler sokakta dolaşıyorlar. Bunlar Erzurum’un milliyetçi vatandaşları. Germişler insanları zati. Sükunete çağırıyor yetkili arkadaşlar. O kentteki herkesin milliyetçi damarı en üst noktadadır. Dadaş onlar. Bir şehit cenazesine 15 binler, 20 binler masraf. Bu kentlerde kendi pahaları üzerinden bir provokatiflik yapmaya kalkarsanız Allah korusun. Arkadaşlar bence çok başarılı bir halde yönetmişler. Bir kişinin başının kanaması dışında diğer bir olay yok.”
“BÖYLE BİR ŞEY TÜRK SİYASİ HAYATINDA YOK”
“Mitingin çok üzerindeydi. Bu bir duruştu. Türkiye’nin var olan bütün kazanımlarına sahip çıkma duruşuydu. Lider Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ kelamına bir karşılıktı. Ecevit’e, Erbakan’a, Demirel’e yapılanlara bir itirazdı. ABD’nin ve Avrupa’nın sillesini yemeyen siyasetçi yoktur. Bugün meydanda hepsinin hayallerini gerçekleştiren Tayyip Erdoğan’a sahip çıkan bir millet vardı. Bu ülkede isim kahramanların hayallerini gerçekleştiren Tayyip Erdoğan’a sahip çıkan 1 milyon 750 bin kişi vardı. Sayın Cumhurbaşkanımız konuşuyor, metrolarda binlerce insan sıraya girmişler, hala otomobillerde beşerler geliyor, akın akın meydana geliyorlar. Konuşma bitti anda bile beşerler meydana geliyorlardı. Gelenler kadar, otobüslere sığmayıp geri dönenler var. Kimileri yürüyerek gelmeyi tercih etmişler. Bu türlü bir şey Türk siyasi hayatında yok. Türkiye siyasi hayatının en kalabalık mitingi gerçekleşti. Bu büyük bir sahipleniş. Tayyip Erdoğan’a, Türkiye’nin geleceğine.”
“TÜRKİYE’Yİ LGBT’YE TAŞIMAK İÇİN ADETA ANT İÇMİŞLER”
“Her şey açık. Bu seçimin özelliği şu herkes rolünü açık oynuyor. Hiç kimse rolünü gizlemiyor. Karşı taraf aslında neyi murad ettiğini oynuyor. Türkiye’nin gözüne baka baka LGBT diyorlar. (DER SPİEGEL) Bu başlık seçimden 1 hafta evvel neyi söz ediyor? Taht kırık, hilal kırık… 21 Şubat 1927 Atatürk için ‘Diktatör’… 1911, Atatürk için’Bıyıklı diktatör’ kapağı. Tekrar New York Times, ‘Hırçın Türkiye Başkanı’ (Turgut Özal). Bu türlü birçok başlığın olduğu, Türkiye’ye dışarıdan müdahale eden bir aklın olduğu seçime gidiyoruz. Bir taraftan tutsaklar özgür bırakılacak bildirisi geliyor, Apo ile Selo’yu hür bırakacağız. Kandil bir şey söylüyor, pas atıyor, burası anında yanıt veriyor. Türkiye’yi LGBT’ye taşımak için adeta ant içmişler. O kadar çok bu hususlarda kendilerine ilişkin daha evvel planlanmış adımlarla hareket ediyorlar ve o kadar netler ki hiç kimse umurlarında değil.”
“BİDEN’IN ‘BU SEFER DARBEYLE DEĞİL, SEÇİMLE’ AÇIKLAMASINI HAFİFE ALMAMAK LAZIM”
“Türkiye global egemenliğin şu anda en büyük çarpışma alanı. Birinci çarpışma alanı burası. Zira başkalarına nüfuz edebilmek burayı ele geçirebilmeleri lazım. Biden’ın 2019’da söylediği cümleleri hafife almamak lazım. Diyor ki, ‘Bu sefer darbeyle değil, seçimle…” Tayyip Erdoğan’ın yaptığı en büyük ihtilal nedir diye sorarsanız ‘1960 sonrası kurulan sistemi tasfiye etti.’ Tayyip Erdoğan’ın elini milyon kez öpmek lazım. Ben çok kaygılıyım. Darbe başarısız oldu ve Türkiye darbeye karşı alarm halinde. 1915 Çanakkale Savaşı… Düşmanı sokmadık. 2 sene sonra 50 kilometre kadar ellerini kollarını sallayarak gelmediler mi? 15 Temmuz bir işgal hareketidir. Tekrar söylüyorum Tayyip Erdoğan’ın en büyük ihtilali ‘1960’dan sonra ortaya çıkan sistemi tasfiye etmesidir.” Düşünsenize bizim son 2 yılda faili meçhul cinayetimiz yok. Türkiye batının oluşturduğu kurumları tasfiye etmiştir. Burada birkaç istisna var. Bu da o kurumdan değil, kurumu yönetenlerden kaynaklanıyor. Birtakım basın kuruluşları batı ne diyecek diyerek hareket ederdi. Evvelden büyükelçiler Türkiye hakkında bir laf söylerken herkes alarm olurdu, artık ABD Lideri bir şey söylediği vakit Türkiye sallanıyor. Türkiye Tayyip Erdoğan ile birlikte bu noktaya geldi. Biraz evvel kelam verdiğim ve gidemediğim Balkan Derneği’ne gittik. Biz bir şey söylemedik 2 bin kişi toplanmış. Beşerler orada. Çıktım hala oradalar. Beşerler şunu göstermek istiyor ‘Biz buradayız, bizim yerimiz burada’… Ben bunu seyahat olayları sonrası Cumhurbaşkanımızın Ankara’ya gelişinde gördüm. Fas’tan döndü, Mersin’e gitti, Mersin’den Ankara’ya geldi. Orada çoluk, çocuk, aile bayraklarla birlikte bir yere koşuyorlar. Bir şeyi söylüyor beşerler bu ülke bu devlet birçok meseleyle müsabakasına karşın reis tekneyi karaya çıkardı, batırmadı. Beşerler kendi geleceklerine ve geçmişlerine sahip çıkıyorlar.
“KANDİL BENDEN FAZLA AÇIKLAMA YAPIYOR”
“Eğer Batı’nın tesiri olan o casus ve sızma dediğimiz ögelerin tamamı ülke içerisinde olsaydı bunlarla başa çıkabilir miydik? Bir kadro provokasyonlar, cinayetler yaşanacaktı. Türkiye’nin gündemini meşgul etmek için. Bunların hiçbiri yaşanmıyor artık. Türkiye terörle çabada farklı bir şeyler karşılaşmıyor. Cumhur İttifakı’nın bileşenleri bu medeniyet neyi söz ediyorsa, Mescid-i Aksa, Buhara, Mescid-i Nebevi… Bu medeniyetin tamamını içeriyor Cumhur İttifakı. Bunu görüyor millet. Öbür ittifak neyi vaat ediyor pekala? Kumar masası, diktatörlük, kumara dayandırdığı al ver halini vaat ediyor. Bunlar Amerika’nın çocukları. ABD burada kamu kurum ve kuruluşlarında kâfi sızma yapamadığı için bunu siyasi partilerle yapıyor. Kandil benden daha fazla açıklama yapıyor. Bir otobüsü eksik. Cemil Bayık’tan, Duran Kalkan’a kadar her biri. Yalnızca onlar değil, alttakiler de açıklama yapmaya başladı. Afrin’i özgürleştireceğiz, özerkliği ilan edeceğiz diyorlar. Artık burada vatandaş bunu görüyor. Milletimiz bunu görüyor. Gençler de bunu görüyor. Gençlerde de önemli bir halde AK Parti’ye yöneliş var. Zira karşı taraftaki düzensizliği, nizamsızlığı, ahenksizliği, kakafoniyi, kaos yapısını çok net bir halde görüyorlar.”
“AKŞENER MİLLETÇİYDİ ARTIK PKK İLE TIPKI YERDE DURUYOR”
“Bakın 15 Temmuz darbe teşebbüsü, pandemi, 6 Şubat Sarsıntısı, seller, Ukrayna-Rusya savaşı, terör devleti taarruzları… Hepsiyle karşı karşıya kaldık. Parlamenter sistemde kalsak bir gün hükümeti tutmazlardı. Cumhur İttifakı tam kıymetler ittifakıdır. Meral Akşener neyi tabir ediyor? Milletçiydi artık PKK ile birebir yerde duruyor. Masaya kumar masası dedin sonra tekrar geri geldin. Söylediği kelamda şu ‘Ben seçimin sonuna kadar ağzımı kapatıyorum’ dedi. Demek ki seçimden sonra öbür problemler açılacak Türkiye’de. Türkiye koalisyonların ziyanını daima birlikte yaşadı. Zira Batı o koalisyonlardan birine çomağı sokar ve o koalisyonu dağıtır.”
“CHP’DE 15 MAYIS’TA YENİ BİR TASFİYE GERÇEKLEŞECEK”
“1989’lardaydı. Garaj Operasyonu vardı. CHP içerisinde bu gayret daima sürer. O gün operasyonu yapanlar bugünkü CHP’yi yönetenlere Türkiye’nin ali menfaatlerine bağlı görmezler. Olay bu kadar açık. Bunlara CHP devredilemez derler. Ve onları tasfiye etmişlerdir. O tasfiye edilen küme, o operasyonları yapan kümeleri tasfiye etmiştir. CHP’de 15 Mayıs’ta Allah’ın müsaadesiyle yeni bir tasfiye gerçekleşecek. Benim kanaatime nazaran tekrar CHP’yi kendi siyasi çizgisine dönüştürecekler. 4-11 Eylül’de Sivas Kongresi var ve 11 Eylül’de kararlar açıklanıyor. Sonuçta o heyetten 2 karar tartışılıyor. Birincisi ABD’nin manda ve himayesini kabul etmemiz lazım. İkincisi de diyor ki elimizi versek kolumuzu kurtaramayız. Kaideler çok sıkışık. Oradan 2 karar çıkıyor. Milletin geleceğini milletin kararı kurtarır ve manda ve himaye kabul edilemez. O günkü mandacıları kabul eden zihniyet bugün CHP’yi işgal etmişler. Çok net bir durum bu. Amerikan mandacıları CHP’yi işgal etmişler. Türkiye’ye bir manda ve Amerikan güzergahı çizmişler.”
